16 Nisan 2008 Çarşamba

Alfred ADLER, İnsan Tanıma Sanatı

KİTABIN ADI: İnsan Tanıma Sanatı
KİTABIN YAZARI: Alfred ADLER
BASIM TARİHİ: 1998 (Yedinci Basım)
YAYINEVİ VE ADRESİ: SAY DAĞITIM LTD.ŞTİ.
KİTABIN YAYIM MAKSADI: Toplum içindeki etkinliğimizin içerdiği kusurları bireyin hatalı davranışlarından yola koyularak anlamak, ilgili hataları göz önüne sermek ve bireylerin toplum yaşamına daha iyi uyumlarını sağlamaktır.

KİTABIN ÖZETİ :

Bu kitapta, ruhsal organın doğuştan insanda var olup, ruhsal ve bedensel bir fonksiyonu içeren bir özden kaynaklandığını, tamamen toplumsal koşullara bağlı geliştiğini, yani ilgili gelişimin bir yandan organizmanın, öbür yandan toplumun gereksinmelerine cevap verecek gibi bir doğrultu izlediğini, ruhsal organın işte böyle bir çerçeve içinde oluştuğunu ve tutacağı yolun böyle bir çerçeve içinde bulunduğu görülür.

Ruhsal gelişimin daha sonra ki evrelerini de inceleyerek algılama, tasarımlama ve anımsama gücünü, duyma ve düşünme yetkisini gözden geçirip, en sonunda karakter özellikleriyle duygu ve heyecanları ele alıp, adı geçen bütün ruhsal dışı vurumların birbiriyle ayrılmaz bir ilişki içinde bulunduğunu, bir yandan toplum yasasına bağlı olduğu, öte yandan bireyin güçlülük ve üstünlük eğilimiyle kendine özgü bir yola kanalize edilip biçimlendirilmiştir. İnsanın üstünlük amaçlarının toplumsallık duygusuyla birlikte belli karakter özelliklerinin oluşumuna yol açtığını, dolayısıyla ilgili özelliklerin doğuştan bir nitelik taşımadıklarını ve ruhsal gelişimin başından başlayıp insanın az ya da çok bilinçli olarak gözüne kestirdiği amaca kadar adeta belli bir ilkeye göre sınırlandıkları görülür.

Güçlülük eğilimine uygunluk içinde her insanda hırs ve kendini beğenmişliğin depolanmış durumda olduğunu, dışavurum biçimlerinden söz konusu eğilimin ve etki mekanizmasını açık seçik görülebileceği, özellikle açgözlülüğün gelişerek pek büyük boyutlara varmasının bireyin sağlıklı biçimde ilerlemesini köstekleyip toplumsallık duygusunu güçsüzleştirdiğini, hatta tümüyle ortadan kaldırdığını, sürekli müdahaleler de bulunarak toplum yaşamını bozucu bir etken rolü oynadığı, öte yandan bireyi ve bireysel çabayı başarısızlığa sürüklediği görülmektedir.

Hiç yorum yok: